Açıklamada maden yasasının sınırlarının özellikle zeytinlikleri de içine alacak doğal hayatın daha derinliklerine doğru genişletilmesine çalışılırken bir yanda da söz konusu topraklar üzerinde yaşayanların bu gelişmelere karşı tezleri ile set çekmeye çalıştıklarına dikkat çekildi. BTO başkanı Mahmut Yavuz, "Dikkatli bakıldığında Balıkesir için gerçekten önemli bir konu olduğu anlaşılmaktadır. Madenler mutlaka çıkarılmalı, ama çevre de mutlaka korunmalıdır" dedi.
BALIKESİR MADEN ZENGİNİ
BTO'nun açıklamasında Balıkesir'deki yer altı kaynaklarıyla ilgili yapılan araştırmanın sonucu da kamuoyu ile paylaşılıyor. Buna göre Balıkesir yer altı kaynaklarına bakıldığında 3 altın sahası, 3 antimuan sahası, 5 bakır-çinko-kurşun sahası, 2 civa sahası, 3 demir madeni sahası, 5 kaolin sahası, 3 kil sahası, 1 kireç taşı sahası, 1 krom sahası, 1 kükürt sahası, 3 manganez, 1 manyezit sahası, 1 molibden sahası, 3 perlit, 1 talk, 1 volfram, 2 vollastonit sahaları ile birlikte dünyanın çok önemli Bor rezervi, geniş linyit kömürü sahaları, Türkiye mermer rezervinin yüzde 30'unun üzerindeki bölümüne sahip. Tüm bu doğal kaynakların yanında Balıkesir'in her köşesinden termal zenginlik fışkırdığı, iİ genelinde 15'den fazla termal kaynak bulunduğu bildirildi.
MADENLER ÇIKARILSIN, ÇEVRE DE KORUNSUN
BTO'nun madenlerle ilgili açıklamasında çevre ve doğal hayata da dikkat çekildi. Sadece Balıkesir bölgesinin değil dünyanın en önemli doğal zenginliklerinden biri olduğu vurgulanan Kaz dağlarının havası ve tarihi, mitolojisi ve barındırdıkları ile yaşam verip nefes aldırdığı kaydedildi. Yeraltı zenginliklerinin pek çok ülkede bulunmaması sebebiyle Balıkesir'deki maden sahalarının yabancıların iştahını kabarttığı belirtilen açıklamada, madenlerin çıkarılmasının şart olduğu ancak çevre ve doğanın da mutlaka korunması gerektiği ifade edildi. BTO Başkanı Mahmut Yavuz, "Yabancıların İşte bu ikilem arasında madencilerin zengin toprakların zenginliklerini çıkarma isteği (istihraç) ve doğal hayatın sunduklarından geçimlerini sağlayanların bölgelerini koruma istekleri karşı karşıya geliyor. İki görüşün de bölgemiz ve ülkemiz için çok önemli olduğu açıktır. Madenler de çıkarılmalıdır, çevre de korunmalıdır. Bunun mutlaka iki tarafı da memnun edecek bir yolunu bulmak zorundayız. Son yıllarda elinde maden arama ruhsatı olan pek çok kişiyi görmekteyiz. Ruhsat verme işinde dikkatli davranılmadığı açıktır. Öncelikle madenlerimiz ülkemizin zenginlikleridir. Yabancılara verilen izinlerde Balya'da Fransızların faaliyette bulunduğu dönemdeki gibi çıkan zenginliğin yüzde 2'si bizim yüzde 98'i çıkaranın olgusu ile zenginliğin Fransa'ya, çevre kirliliği ve atık sorununun Türkiye'ye kalmış olması gerçeğinin bizlere bir şeyler öğretmiş olması gerekirdi. Yer altı zenginliklerimiz pek çok ülkede olmamasından dolayı yabancıların iştahını kabarttığı açıktır. Öncelikle yer altı zenginlikleri mümkün olduğu kadar Türk müteşebbisler tarafından değerlendirilmelidir. Bunun yanında Kaz dağları gibi bulunmaz bir doğal zenginlik de mutlaka korunmalıdır. Zenginlik olacak, altın çıkaracağız diye Kaz dağlarını yok ederseniz doğanın alacağı intikamı çıkarılan altınların hepsini harcasanız yine de ödeyemezsiniz. Kaz dağlarında altın var ise zaten çok uzun yıllardan beri orada duruyor. Ülkenin hayati meselesi değil. Bırakalım biraz daha oldukları yerde kalsın. Zaten çıkarılması planlanan zenginliğin ne kadarı ülkemize kalacak orası belli değil" diye konuştu.
07.06.2010