Ziraat Odasında bir basın toplantısı düzenleyen Sami Sözat, çiftçi kesimi açısından 2009'un değerlendirmesini yaptı. Geride kalan yılın başındaki toplantıda söyledikleriyle ilgili yanılmayı tercih ederken haklı çıktıklarını söyledi. 2009'un ekonomik ve sosyal yönden büyük bir kayıp olduğunu belirten BZO Başkanı Sami Sözat, "Sadece tarımda değil ekonomide de geride kaldık. 2009 yılı neden kayıp? İşsizlik, enflasyon, milli gelirimize bakıyoruz, tarıma yapılan desteklemelere ve tarıma bakıyoruz, bütçe açıklarına bakıyoruz olumsuzluklar ortaya çıkıyor.
İşsizlik had safhada. Ekonomik sıkıntılar artmış esnaf kepenk kapatıyor, çiftçi borç batağına batmış. Tarım kötüleşiyor, 'tarım, gelecekte ekonomimizin lokomotifi olacak' dememize rağmen. Çiftçi 3-4 bankaya borçlu hale geldi, ipotek edecek tarlaları olsa daha da borçlanacak. Geçtiğimiz günlerde üzülerek baktım Ovaköy'de 60 tane icrada satılacak tarla var. Bunları söylerken yüreğim kanıyor, Türk çiftçisinin kaderi böyle olmamalıydı. Çalışmasalar, üretmeseler neyse" dedi.
"VEBAL ÇİFTÇİNİN DEĞİL"
Türkiye'nin hayvancılıkta birinci sırada olduğunu belirten Sami Sözat, çiftçinin üzerine düşeni yaptığını, kötü tabloyla ilgili vebalin ülkeyi yönetenlerin olduğunu, Türkiye'de dolar milyarderlerinin çoğaldığını söyledi. "Gemi karaya vurdu" diyen BZO Başkanı Sami Sözat, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Çiftçi namuslu, haysiyetli, 'borcum yok' demiyor. Ama ödeyemez hale geldi. Tarıma kredi veren bankalardan toplam 13 ila 15 trilyon arası kredi alınmış eski para ile katrilyon. Çiftçinin kazancı yok, nasıl öder? Fabrikalar üretemez hale gelmiş, işçi çıkartıyor. Üreten değil tüketen bir toplum olmuşuz. 'Al-sat'a dönen bir ekonomi oluşmuş. 2009 yılında üretime yönelik bir ekonomik çözüm maalesef görememişiz. Fakir daha fakir, zengin daha zengin olmuştur. 2002 yılında iktidar iş başına geldiği ilk zaman vakıfların aş evlerinde 10 kişiye yemek verilirken, 2008'de bu rakam 80 bin, 2009'da ise 100 bin olmuştur. Talepler daha fazladır, bu fakirin daha fakir hale geldiğinin bariz bir örneğidir.
Türkiye'de 6 tane dolar milyarderi vardı, şimdi 35 tane belki daha fazla, Japonya'nın sanayisi gelişmiş olmasına rağmen 24, Fransa'da ise 18'dir. Türkiye'deki 35 zenginin daha zengin olduğunun göstergesidir. Hiç hak etmediğimiz halde her türlü doğal imkan olmasına rağmen yanlış politikalarla bu cennet vatanda cennet gibi yaşamak varken bunu dışarıdan gelen insanlar yaşamaktadır.
Bu ülke buranın cenneti olmalıdır, dışarıdan gelenin cenneti olmamalıdır. 2009 yılı Ergenekon'la başladı, açılımlar, gripler şimdi suikast gündemde. Bu ülkeyi bölmek isteyenler varsa elbette cezalandırılmalı. Gündemde sadece bunlar yok, Türkiye'nin gündemi belli yaşadıkları belli. 63 katrilyon açık var, 'hazırlanın millet bu açıkları, delikleri kapatmak için zamlar geliyor' denmek istendi. Çiftçinin tarlası, traktörü satılık, bankalar da satışa çıkardı. Allah bu millete sabır, güç ve kuvvet versin. Çiftçinin borç batağına battığı 1 yılı geride bıraktık."
Sami Sözat 2010 yılından da pek ümitli olmadığını açıkladı. "İnşallah yanılırım" diyen Sözat, "2010 Türkiye'nin gerçek gündemine döndüğü bir yıl olmalıdır. Ekonominin, emeklinin, işçinin, memurun, esnafın, çiftçinin ve herkesin borç batağından, icra yollarından kurtarılması için çare aranan bir yıl olmalı" diye konuştu.
06.01.2010