Geçtiğimiz yıllarda basında ve kamuoyunda geniş yer bulan Büyükdere beldesi ve Küçüdere Köyü sakinlerinin taş ocağı isyanı sürüyor. Yakınlarının, taş ocağından kalkan tozlar yüzünden kanser hastalığına yakalandığını ileri süren vatandaşlar, ruhsatsız olduğunu belirttikleri sürdükleri taş ocağının kapatılmasını istiyor. Kendisinin de hasta olduğunu söyleyen belde sakinlerinden Selim Budak, "Bu hastalığa 2002 senesinde yakalandım. Hastalıkla 7 seneden beri uğraşıyorum. Oksijensiz ve ilaçsız duramıyorum. Biz mahvolduk. Birileri para kazanacak diye biz burada ölümle pençeleşiyoruz. Burada yetkili yok mu? Bizim hakkımızı savunacak kimse yok mu? Yetkililer bir kişiyi mi koruyor? Ben ölüyorum. Çocuklarımız ölmesin" dedi.

   Havran Ziraat Odası Başkan Yardımcısı ve Merkez Muhtarı Hüseyin Çekiç ise, "Şu anda bu tesisin ruhsatı yok. Bir kişi binlerce kişiyi zehirliyor. Yetkililer seyrediyor. Sayın valimizi ve yetkilileri göreve davet ediyoruz" dedi.

   Çekiç, "Taş ocağı 1990 yılında kuruldu. Kurulduğundan bu yana köylüye beldemize hep zarar verdi. Hem sağlık yönünden, hem çevre yönünden. Nüfusumuzun yüzde 80'i zeytincilikle uğraşıyor.

   Fabrikadan çıkan tozlar nedeniyle ağaçlarımız zeytin yapmıyor. Bize hiç kimse sahip çıkmıyor. Buraya nasıl ÇED raporu alındı? Kim verdi? Burası nasıl çalışıyor? Şu anda tüm üretici mağdur. Şu anda köyde 50 ila 100 arasında akciğer rahatsızlığına yakalanmış hasta var. Hastalar nefes almayı bırakın adım atamıyor. Bu tesis kurulmadan önce beldemizde akciğer kanserine rastlanılmadı.

   Benim anlamadığım bu ruhsatlar nasıl alınılıyor. Kanun herkese eşit olmalı. Şu anda bu tesisin ruhsatı yok. Bir kişi binlerce kişiyi zehirliyor" diye konuştu.

19.07.2008