Öztaylan, "Bir kişi suçu ispat edemeden birilerini suçluyorsa o kişi müfteridir. 'Efendim mahkemeye gitsinler temizlensinler' diyorlar. Mahkeme Gönen hamamı mı ki temizlenelim" dedi.
Bandırma Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (BANSİAD) Ticaret Odası'nda düzenlediği toplantıya katılan Milletvekili Cemal Öztaylan, AK Parti hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesi'ne açılan kapatma davası ve kendisi hakkında yaptığı bir konuşmadan dolayı siyasi yasak istenmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Davanın açılmasından sonraki pazartesi günü yaşananların Türkiye ekonomisine maliyetinin 32 milyar dolar olduğunu söyleyen Öztaylan, hiç kimsenin sanayicinin, iş adamlarının, yatırım yapanların hakkını, hukukunu ve huzurunu bozmaya hakkı olmadığını kaydetti.
Yapılan suçlamaların ispat edilmesi gerektiğini, aksi takdirde suçlamayı yapanın 'müfteri' olacağını ifade eden Öztaylan, "Ekonomik dalga gelmekte ve bekleniyor. Şu anda para arzı olmaması, Amerika'nın dünyayı sarsacak olan 5. banka batımı ile bu sarsıntının Türkiye'deki etkilerini nasıl azaltabiliriz diye uygulanan ekonomik politikalardan dolayı. Bu ortamda benim ülkemin, benim işveren, aş veren sanayicimin, yatırımcımın hakkını, hukukunu ve huzurunu bozmaya kimin hakkı vardır? Suç isnat edilir, suç varsa isnat edilir. Hiç kimsenin kimseye, eylemi olmadıktan sonra, eyleme dönüşmedikten sonra, rüyada görmüş olduğu halüsinasyonlardan dolayı, bu vehim çerçevesinde söz söylemeye, sen busun demeye hakkı ve hukuku yoktur. Suç isnat edilip, bunu ispat edemiyorsa o müfteridir. Ben size 'Siz hırsızsınız' dediğim zaman, onu ispat edemiyorsam, elimde kanıtı ve belgesi yoksa, bu suçu isnat edemem, etmemeliyim. 'Efendim, mahkemeye gitsinler temizlensinler, suçu yoksa o temizler'. Mahkeme affedersiniz Gönen hamamı mı ki? Oraların işi insanları temizlemektir. Pazartesi gününün Türkiye Cumhuriyeti ekonomisine maliyeti 32 milyar dolardır. Bu paraya neler yapılır, sizler daha iyi bilirsiniz" dedi.
Kendisi hakkında siyasi yasak istenmesine de değinen Öztaylan, "Burhaniye'de kadın kollarının bir toplantısı vardı. Orada da Cumhuriyet Yürüyüşü düzenlenmiş. Bu yürüyüşü düzenleyenler demokratik haklarını kullanmıştır. Bu kullanımda kimsenin mukaddesine, hakkına hakaret etmeye hakları yoktur. Ben nasıl birisinin başörtüsü için örteceksin diyemezsem, açmasına da karışamam. Benim ailemde de başörtülü, türbanlı kimse yok. Nasıl örtmek haksa, açmak da demokratik haktır. Başı örtülü oturmak da hakkıdır. Ben
Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin bu yaşa kadar hem Türk milliyetçiliğini, hem de Atatürk milliyetçiliğini savunmuş ve savunacak birisiyim. Bu ülkede, bu vatanda, bu yurtta onlar 'Cumhuriyet çocuğuyuz' diye bağırıyorlar, ben de 'Biz Patangonya çocuğu muyuz' diye söylemişim. Ondan dolayı 5 yıl siyasi yasak istiyorlar" diye konuştu.
22.03.2008