Ayvalık Kaymakamı Namık Kemal Nazlı’nın yanı sıra Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, İlçe Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Gülçin Nazlı, CHP Ayvalık İlçe Başkanı Ahmet Toker, Ayvalık Ticaret Odası yöneticileri ve çok sayıda sanatseverin katıldığı Macit Gönlügür’ün hazırladığı sergide yer alan parşömen kağıdı üzerine akrilik ve kök boyalarıyla yapılan eserler katılımcıları adeta büyüledi.
Muhip Özyiğit Sanat Galerisinde gerçekleşen sergide katılımcılara derinin parşömen olma yolculuğunu anlatan Macit Gönlügür, M.Ö 2400 yıllarında en önemli yazı maddesi olarak papirüsün ortaya çıktığını ve papirüsün Nil nehri kıyılarında yetişen, yapraksız üçgen gövdeli kamıştan yapılmış olup, çok uzun yıllar süresince de kitapların bu yazı maddesi üzerinde yazıldığını anlattı.
Eski Mısır’ın İskenderiye kentindeki kitaplıkla, bir milyona yakın papirüs tomarının bulunduğunu kaydeden Gönlügür, “M.Ö. II. Yüzyıla gelindiğinde, İskenderiye Kütüphanesi ile Bergama Akropol Kütüphanesi arasında bir tür zenginlik savaşı ile beraber rekabet başladı. O dönemde en kullanışlı yazı malzemesi papirüstü ve bu madde de Mısır’da üretilmekteydi. Atina’da Neleus kendi arşivindeki ünlü kitaplarını açık arttırma ile satışa çıkardı. Bu açık arttırmaya İskenderiye Kütüphane Müdürü ile Bergama Akropol Kütüphane Müdürü katıldı. Bu rekabetin sonucunda Bergama Kütüphane Müdürü kitapların ağırlığı kadar altın vererek kitapları satın aldı. Bu olay, hem Yunan, hem Mısır, hem de Anadolu’da büyük ses getirdi. Mısır Krallığı bu rekabetten aldığı ağır yaranın sonucunda, kendileri için çok büyük gelir kaynağı olan papirüsün Bergama’da satışını yasaklayarak, İskenderiye Kütüphane Müdürünü görevden aldı. Bergama ise bu durumda yazı materyali açısından zor durumda kalmış olup, önemli bir krize girdi. Bu krizi önlemek için Bergama Kralı II. Eumenes yeni bir yazı malzemesi bulunmasını emrederek, Papirüse alternatif bir madde bulanı ödüllendireceğini açıkladı. Çok geçmeden Sardesli sanatçı olan Krates, krala dişi buzağı derisinden özenle bir biçimde hazırlanmış, üzerine yazı yazılabilir bir örnek getirdi. İstenilen kullanışa elverişli görülen bu kâğıtlar daha sonra bilim dünyasının yolunu ışıtacak olan parşömen adını almıştır. Krates’in yardımcısı İrokidos ise derileri daha ince bölümlere ayırarak istenildiği gibi kullanılacak duruma getirdi. Bu kâğıda da ‘Bergama Kâğıdı’ adı verildi” dedi.
İlk parşömenlerin Oğlak derisinden yapıldığını anlatan Gönlügür, “Parşömenler, daha sonraları ölü doğmuş ve anne karnından alınan oğlak ya da kuzu derisinden yapılmıştır. Bergama kâğıdı denince parşömen, ilk çağ kitaplığı denilince akla Bergama kütüphanesi çağrışım yapar” diye konuştu.
Derinin tuvale döndürülmesinin en güzel örneklerinin yer aldığı sergiye parşömen eserleriyle katılan ressam Cansu Sümer ise, derinin üzerine resim yapmanın son derece heyecanlı olduğunu belirtti.
Parşömen ile ilk karşılaştığında; dokusunun kendisini biraz korkuttuğunu ifade eden Sümer, “Ben genelde tuval üzerine resim çizmeyi tercih ederim. Parşömen üzerine de yağlıboya çalışması yapılamayacağını duyduğumda biraz ürktüm. Parşömen üzerinde daha çok su bazlı boyalar; guaş ve akrilik boyalarla çalışılabiliyor. Ama yine çok keyifli ve eğlenceliydi” dedi.
09.11.2015