TÜRKAV Ayvalık Temsilcisi Veli Tuncay yaptığı açıklamada, “Ermeni tehciri kararının bilerek ve isteyerek yanlış anlaşılması ve tırnak içerisinde ‘sözde’ Ermeni soykırımı olarak zikredilmesi tiyatrosunu ülke olarak her zamanki gibi ön koltuktan izlemekteyiz. Üzülerek belirtmemiz gerekiyor ki ön koltuktan yalan izlemek ve belgelerle sabit olan bir gerçeği savunamamak vicdanen onaylamadığımız bir diplomasi sirkinin bulunduğuna işarettir. Bu toprakların nerede bulunduğunu dahi dünya haritasına bakmadan söyleyemeyecek olan art niyetli ülke liderleri şüphesiz ki modaya ayak uydurmak ve klasikleşen lobi rezaletine boyun eğmektedir. Bunda şaşırılacak ve elem duyulacak bir durum yoktur. Tarihin tekerrürü olarak devam eden Türk düşmanlığının devamıdır. Bizden olmayanların bu aciz çabaları belgesiz ve küstahça olmasına rağmen yine bizden olmayan dünya kamuoyunu yıllarca meşgul edebilmiş ve eminiz ki bundan sonra da edecektir” dedi.

“TÜRK MİLLETİ ALNININ AKI İLE BU ÇİRKİN İFTİRA KARŞISINDA DİMDİK DURMALIDIR”

24 Nisan tarihinin, dünyanın pek çok yerinde, Türkiye’deki iktidar sahiplerinin basiretsizliği nedeniyle “Ermeni Soykırım Günü” olarak anılan bir gün haline geldiğini savunan Veli Tuncay, “Türk milleti için hayati önem arz eden bu konuda, hiçbir şey olmamış gibi kulağının üzerine yatan, görmezden gelen, gaflet ve dalalet içinde hareket eden herkesi şiddetle kınıyoruz. Millet olarak ayağa kalkıp dünyaya bu meselenin doğrusunu anlatmalıyız. Onlara yapılması gereken tek şeyin Osmanlı Devleti belgelerine ve yetmiyorsa Rusya’nın veya ilgili diğer ülkelerin kayıtlarına bakmaları olduğunu haykırmalıyız. Art niyetli odakların gerçekleri okumaya dahi cüret edemeyecekleri aşikârdır. Okusalar da çarpıtmak ellerindeki en iyi koz olacaktır. Tarihi boyunca yalan ve iftira ile işi olmayan Türk Milleti alnının akı ile bu çirkin iftira karşısında dimdik durmalıdır. Mefkûre birliği yaptığımız bütün vatandaşlarımız ve yöneticilerimiz yılmadan bu meselenin en hakiki taraflarını duyurmalı ve haklılığımızı kabul ettirmelidir. Türkiye üzerindeki Ermeni emelleri açıktır. Ermeniler sözde Ermeni soykırım iddiaları vasıtasıyla önce meselenin tanınmasını sağlamak, daha sonra soykırım olarak kabul edilmesini, bu yolla Türkiye’den tazminat ve toprak talebinde bulunmak istemektedir. Türkiye’nin kimseye verecek bir karış toprağı ve tazminatı yoktur. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna mesnet olan 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşmasında bu hususlar karara bağlanmıştır. Şimdi hiç bir devletin bizden bir şey isteme hakkı yoktur. Dün olduğu gibi, bugün de Ermenilerle Türkler arasındaki sorunlardan faydalanan, Ermenileri kışkırtan, soykırım iddialarını Türkiye’ye baskı yapmak ve bir şeyler koparmak için kullanan bazı devletler vardır. Türkiye Ermeni soykırım iddiaları ile mücadelede ABD kongresinde soykırım tasarılarına engel olmak için lobicilerden medet umuyor. ABD soykırım tasarısını başımızda sanki Demokles’in kılıcı gibi tutmaktadır. Türkiye hakkını el yardımı ve insafı ile mi savunacak? Önce kendi gücümüze güvenmeliyiz. Genç nesillerimize tarihimizi ve bütün dünyaya yılmadan tezlerimizi anlatmalıyız” ifadelerini kullandı.

24.04.2015