Aslen Eskişehirli olan ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Tekstil Desinatörlüğü Bölümünden mezun, 66 yaşındaki Oktay Gider, kendisine ait emprime baskı atölyesinde 30 yıl, Türkiye’nin en büyük ve en ünlü firmalarına baskılar yaptıktan sonra emekli olmuş bir vatandaş. Son derece sabırlı bir kişiliğinin olduğunu kaydeden Oktay Gider, içinde büyük bir aşk olarak nitelendirdiği sanat alanında çok çok farklı bir metot kullanmayı düşünerek, kendi kendine bir kurşun yada tükenmez kalemlerle noktalarla resim çizme fikrini benimsemiş.
Bu kapsamda başlangıçta, çiçek, kuş gibi figürleri noktalarla çizmeye başlayan Gider, daha sonra da aynı metotla panorama resimleri çizmeye başlamış. Emekli desinatörün, Türkiye’de birçok sanatçının cesaret edemediği bu metotla İstanbul’daki Kız Kulesi’ne ait panoramayı kendi içsel duyularıyla yarattığı objelerle süsleyerek müthiş bir tablo çizerek, bu alanda tek olduğunu da adeta kanıtlamış görünüyor. Türkiye’de bir ilk olarak nitelediği resim yapma biçiminde, kalem yardımıyla binlerce noktalarla hayat verdiği figürlerinde ışık ayarlarını ise ışığın geldiği yönde daha az, gölge kalan kısımlarda ise daha çok nokta kullanarak şekillendiren Oktay Gider, oldukça sabırlı olmayı gerektiren yaptığı eserlerin bazen aylarca bazen de yıllarca zaman alacak uzun süreçlerin sonunda tablo haline dönüştüğünü belirtiyor.

“SANATTA DUYGU OLMAZSA, ORTAYA ÇIKAN ESERİN HİÇBİR KIYMETİ OLMAZ”
Yaptığı çalışmanın dünyada örneğinin bulunmadığına inandığını kaydeden Gider, yaptığı her eserde binlerce nokta kullandığını bunun bazen milyonlarca noktaya ulaştığını kaydediyor. Sanatta duygu olmazsa, ortaya çıkan eserin hiçbir kıymetinin olmayacağını savunan Gider, binlerce noktadan oluşan ve büyük bir sabrın sonunda hayata geçirdiği eserlerinin yanı sıra kendisine ait kara kalem ve suluboya resimlerini İstanbul’dan sonra Ayvalık’ta da sergilemek istediğinin altını çiziyor.

08.09.2014