Zeytin toplamak için geldiği Burhaniye'nin Pelitköy beldesinde kaçırıldığı iddia edilen Aynur A., kendi rızasıyla kaçırıldığının söz konusu olmadığını dile getirdi. Başından geçen olayların ibret alınması gerektiğini söyleyen Aynur A., “Onlar baskı yaptılar, 'Seviyorum, kendi rızamla kaçtım, öyle diyeceksin' dediler” diye konuştu.

Savcılıkta tekrar ifade vereceksiniz dediklerinde kararını yeniden gözden geçirdiğini ifade eden genç kız, "Savcılığa gittiğimde, 'Zorla kaçırıldım’ dedim. ‘Kendi rızamla kaçmadım’ dedim. O dönem baskı altında sağlıklı düşünemedim. ‘Herkes yanacak’ dediler. 'Onu düşün, bunu düşün. Birçok insanın başını yakacaksın' diye. Sanki suçlu benmişim gibi. 'Bir sürü eve gittin, onlar ceza alacak', hep böyle dediler. Ben mi istedim sanki oraya buraya götürmelerini? Suç onlarda ama, ne bileyim bana atılır diye sağlıklı düşünüp söyleyemedim. Beni ailemle görüştürmediler. Görüştürselerdi her şeyi doğru olarak anlatırdım. Ben o kişi ile evlenmek istemiyorum. Zorla kaçırıldım. Ailen ikna olur dediler” ifadelerini kullandı.

“KAÇIRILDIĞIM GÜN SEVDİĞİNİ SÖYLEDİ”

Aynur A., sözlerini şöyle sürdürdü:"Kaçırıldığım gün beni sevdiğini söyledi. Ben kendisine, 'Ne sevgisi? Git işine' dedim. 'Ben buraya işe geliyorum’ dedim. Babam burada, söylersem olay olur, dedim. İstemiyorum, deyince bir anda uzaklaştı. 2 dakika sonra adamlarla birlikte geldi. Ben şok geçirdim. Önce beni tek çekmeye başladı. Çekemeyince ağzımı kapattı. Bu sefer öteki arkadaşı ise kolumdan tuttu. Çok bağırdım. Jandarma baskın yaptı ama hep kaçırdılar. Önce kendi Kepsut’a kendi köyüne getirdi. Ailesinin haberi olup olmadığını bilmiyorum. Benim hiç bilmediğim yerler. Aynı köyde kendi evine götürmedi. Başka bir yerde 2 gün kaldık. Evinde ailem sık sık gelmeye başlayınca ondan sonra Balıkesir'e götürdüler. Son pazar günü ağabeyimi aradım, 'Kurtarın beni. Gitmek istiyorum' dedim. Bana, 'Bugün yarın göstereceğiz' diyerek beni ikna olur diye oyalıyorlardı. Ailemi görsem zaten gideceğimi biliyorlardı. Bunu bildikleri için oyaladılar. Ben bunun farkındayım. Köyde bağırma fırsatı bile yoktu. Sessiz sakin bir yer. Saklıyorlar beni, dışarı tuvalete dahi beraber çıkıyoruz. Nasıl bağırıp çağırayım? Dışarıda köpekler vardı. Bana söylüyorlardı, 'Gidelim, ifade verelim' diye. Ben kesinlikle isteyerek kaçmadım diye söyleyeceğim, dedim. 'Zorla kaçırıldım, ben bunu söylerim' dedim. Bunu söyleyeceğimi bildikleri için götürmediler ancak olay basında yer alınca değiştiler. Televizyon seyrettirmediler. Ondan sonra, 'İfadeni böyle ver' diye baskı yaptılar. Babası da durumu öğrendi. Kendisi, 'Ben oğluma acımıyorum, yansın ama diğer yardım eden insanlar yanacak' dedi. Suç olduğunu bile bile herkes evini de açtı. 'Seviyorum de' dediler. Baktım olacak gibi değil, 'Tamam' dedim. Kaçıran kişi, ‘Böyle ifade vermeyeceksen beni boşu boşuna götürme' dedi. Yine kaçıracaktı. 'Tamam diyeceğim' dedim. Şimdi ailemin yanında çok mutluyum. Kurtulmanın yollarını aradım ama bulamadım. Yapacağım hiçbir şey yoktu. Telefon yok, bilmediğim yerdeyim, dışarı çıkmıyorum. Nikah olsaydı 'evet' demezdim zaten. Bu yüzden bu zaman kadar sakladılar. Zaman geçtikçe ikna olacağımı düşündüler. Ben buna karşı hiçbir şey hissetmiyorum” şeklinde konuştu.

Anne Emine Aydoğan ise, “Eğer rızası ile kaçsaydı, gönlü olsaydı nikahını ben kıyardım. Zorla böyle bir şey olabilir mi? Hangi çağda yaşıyoruz? Kızımıza kavuşmanın mutluluğu içindeyiz “dedi

Öte yandan başka bir cezası daha bulunan Fedai D. isimli kişi ise teslim olduktan sonra savcılık tarafından cezaevine gönderildi. Aydoğan ailesinin hukuksal mücadelesinin süreceği öğrenildi.

18.01.2014