Bu kapsamda önceki gün Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulunun girişinde toplanan Eğitim-İş, Türk Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen ve Eğitim-Sen Ayvalık temsilcileri ve bu sendikalara üye olan öğretmenler yaptıkları basın açıklamalarıyla, ‘Öğretmene Şiddete Hayır’ dedi. Yapılan basın açıklamalarının ilki Eğitim-İş Ayvalık Baştemsilcisi Nahil Filiz tarafından seslendirildi. Filiz yaptığı açıklamada, Ayvalık’ta, Ali Çetinkaya Ortaokulu öğrencilerinden bir grup, Ayvalık Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu Görsel Sanatlar Öğretmeni G. İ.’ye nöbet tuttuğu okul bahçesinde saldırmışlardır. Okul bahçesinde nöbet tuttuğu sırada, okul duvarından atlayarak, okuldaki bir öğrenciyi dövmeye geldiklerini söyleyen grup kavga ederken, kendi okullarına gitmelerini söyleyen öğretmene küfür edip, darp etmişlerdir. Öğretmenlerin kaybolan itibarlarının, öğrencilerin bir öğretmene saldıracak boyuta gelmesi düşündürücüdür.

Sendikamız Eğitimiş, öğretmenin nöbet tutma gibi bir görevi olmadığını tespit edip, bu konuda geçen yıl eylem yapmıştır. Öğretmenlerin nöbet görevinden muaf olması için gereken mücadeleyi vermeye devam edecektir. Nöbet günlerinde öğretmenlerimizin ne kadar yorgun düştüğü ortadadır. Bunun karşılığında öğretmenlerin az çalıştığını söylenmektedir. Ayrıca dışarıdan gelen tehditlere karşı sanki güvenlik memuru gibi karşılık vermek zorunda kalınması mesleğimiz açısından onur kırıcıdır. Eğitimiş sendikası olarak diyoruz ki; bir an önce okullarda güvenlik önlemleri arttırılmalıdır, aksi halde her an öğretmen ve öğrenciler ciddi zararlar görebilir. Öğretmenlik gibi kutsal bir mesleğin itibarsızlaştırılma çabaları ve bu olumsuz tabloya bağlı olarak da yaşanan bu saldıralar üzüntü verici olduğu kadar da düşündürücüdür. Hiç bir yasa ve yönetmelikte yeri olmayan nöbet görevi kaldırılmalıdır. Öğretmenler bu angaryadan kurtarılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Eğitim-İş Ayvalık Baştemsilcisi Nahil Filiz yaptığı açıklamada, “Derste olması gereken öğrencilerin bir başka okula gelip, okuldaki nöbet tutan öğretmene saldırmasının altında, Ali Çetinkaya Ortaokulunda geçen haftalarda yaşanan olaylardan güç alan öğrenciler tarafından yapıldığı görülmektedir. Yaşanan bu olay sonucunda Kaymakamlık, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin ve tüm Ayvalık halkının çok ciddi bir şekilde bu konuya eğilmesi gerekmektedir. Olay sonrasında olayı gören öğrenci ve velilerin şahitlik yapmaktan kaçınması, korku kültürünün oluştuğunun göstergesidir. Okulda yaşanan bu şiddet, sadece olayın içinde olan öğrencileri değil, okuldaki tüm öğrencileri olumsuz yönde etkilemektedir. Okullar eğitim ve kültür yuvası olmaktan çıkmaktadır. Okullarımız şiddet ortamına dönüşmemelidir. Eğitimiş sendikası olarak biliyoruz ki; Eğitimcilere yönelik şiddet olayları eğitim politikalarından kaynaklanmaktadır, 'Eğitimcilere yönelen şiddetin altında, siyasi iktidarın uyguladığı eğitim politikaları ve eğitim çalışanlarına yönelik olumsuz tutumu yer almaktadır. Son dönemlerde okullarda şiddet olayları giderek artış göstermekte, öğretmenlere yönelik şiddet olayları olağan hale gelmektedir. Her geçen gün artan şiddet olaylarına önlem alınmadığı sürece kronik hale gelecektir. Burada değinmeden geçemeyeceğim diğer bir önemli konu ise yeni LYS sınav sistemiyle, öğrencilere öğretmenler tarafından verilecek notların, liselere yerleşmede yüzde oranının çok yüksek olması veli-öğretmen arasında yeni sorunları beraberinde getirecektir. İlçemizdeki diğer okullarda da veli-öğretmen sorunları yaşandığına Eğitimiş sendikası olarak tanık olmaktayız. Milli Eğitim Bakanlığının eğitim politikalarının, “Milli Eğitim Bakanı'nın 'Veliyi üzeni üzerim' şeklindeki açıklamaları, BİMER, ALO 147 hattı velilerde öğretmenlere karşı her şeyi yapabileceklerini ve okulda her şeye karışabilecekleri gibi bir algı meydana getirmiştir. Bu algı, problemli velilerde "Ben ne istiyorsam o olur" anlayışına dönüşmüştür. Veliler de şu an, sınıflara varana kadar her şeye müdahale etmeye kalkmaktadırlar. Engellemeye kalktığınızda şikayet etmekte, inceleme yapılmaksızın okul idaresi veya öğretmen hakkında soruşturma açılmakta, öğretmenlerimiz yargıda aklanma savaşı vermektedir. Okullarda eğitim yapılamaz hale gelmiştir. Eğitimiş sendikası olarak diyoruz ki; yıllardır eğitim öğretim çalışanlarının sorunları yeterince dikkate alınmamıştır. Mesleki ve ekonomik hakları göz ardı edilmiştir. Artık gelinen noktada mesleklerini severek yapan çalışanların iş güvenceleri de göz ardı edilmekte, yaşanan şiddet olaylarına bir çözüm bulma arayışı yerine, olaylar görmezlikten gelinmektedir. Yetkilileri uyarıyoruz; tek amaçları iyi, doğru, bilgili, kültürlü, çalışkan ve sevgi dolu bireyler yetiştirmek olan eğitim çalışanlarına bu saldırılar sürdükçe, üretimden gelen gücümüzü kullanarak, her türlü yasal mücadelemize devam edeceğimiz bilinmelidir” dedi.

“ÖĞRETMENE YAPILAN SALDIRI KABUL EDİLEMEZ”

Eğitim-İş Ayvalık Baştemsilcisi Nahil Filiz’in ardından bir açıklama yapan Eğitim-Sen Ayvalık Baştemsilcisi Edibe Keleş, sendikalarının üyesi olan Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulunda Görsel Sanatlar Öğretmeni olarak görev yapan G.İ’ye okulda nöbet tuttuğu sırada, Ali Çetinkaya Ortaokulu öğrencilerinden bir grup öğrenci tarafından saldırıya uğramasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Söz konusu durumun altında yatan gerçeğin hükümetin eğitim politikalarındaki tutarsızlıklara bağlayan Edibe Keleş, öğrenciler tarafından bir öğretmenin darp edilmesini şiddetle protesto etti.

Eğitim-Sen Ayvalık Baştemsilcisi Edibe Keleş’in ardından konuşan Türk Eğitim-Sen Temsilcisi Rasim Kayaş ise Ayvalık’ta öğretmene şiddetin artarak devam ettiğini vurgulayarak, “Maalesef bunlar artık haber bile olmamaktadır. Öğretmen, sadece öldürüldüğü zaman 3. sayfaya haber olabilmektedir. Senede bir iki defa karşılaştığımız kötü öğretmen profilini eğitim bilimci pozundaki zevatla televizyonlarda günlerce tartışanlar, İzmir Karabağlarda sınıfın ortasında 8. sınıf öğrencisi tarafından şehit edilen fen bilgisi öğretmenini kaçıncı sırada kaç saat haber yapmışlardır. Geride bıraktığı iki çocuğunun adını bilen bir tane gazeteci veya iktidar sahibi var mıdır? daha vahimi ise haklarımızı savunmakla yükümlü milli eğitim bakanlığımız ve iktidar sahipleri açtıkları torbalarla onurumuzu ve kişiliğimizi biraz daha yıpratmaktadırlar. Dillerine doladıkları iki aylık tatile iftira yoluyla bir ayda kendileri ekleyerek, memurları da öğretmene düşman etmeye çalışanlar öğretmeni iyice yalnızlaştırmaya çalışmaktadır. Tek dertleri ve en önemli işleri öğretmene saldırmak olan bu insanlar şunu bilmeli ki bütün sendikalar ayrı dünya görüşüne sahip olabilir. Birbirlerinin düşüncelerinden hiç hazzetmiyor olabilirler; ama eğitim çalışanlarının hakları, güvenlikleri ve öğretmenlerimizin onurları söz konusu olduğunda hepimiz bir yumruk oluruz. Ey üç maymunu oynayanlar, ey öğretmeni yetkisizleştirerek, etkisizleştirerek, değersizleştirenler. Okulların içi ve dışındaki çeteleşmenin üzerine gidilmeli, Okullar özel güvenlikçiler tarafından korunmalı, öğrenci ve öğretmenlerimizin can güvenliği sağlanmalı, öğretmenin kaybettirilen itibarı yeniden kazandırılmalı, öğretmenler, milli eğitim bakanlığının kendisine sahip çıktığını bilmeli ve ona güvenmelidir. Yapılanlar yapanların yanına kar kalmamalı Milli Eğitim Bakanlığındaki müsteşar ve bürokratlar ‘akil adam’lardan değil “akl-ı selim” adamlardan seçilmelidir” dedi.

“TOPLUMUN AYAĞININ ALTINDAKİ HALI KAYMAK ÜZEREDİR”

Rasim Kayaş yaptığı açıklamada, “Öğretmen darp ediliyorsa, yaralanıp, şiddete maruz kalıyorsa, toplumun ayağının altındaki halı kaymak üzeredir. öğretmenine el kaldıran öğrenciden ne evdeki büyüğünü, ne devlet büyüğünü ne de ülkesini sevip, saygı duyması beklenebilir. hele öğretmene saldıran veliden hiçbir halt beklenemez. Ne bekliyor iktidar sahipleri bizden? Verdikleri üç kuruşluk maaşla geçimimizi mi sağlayalım yoksa kendimize birer özel güvenlik mi tutalım? Şiddete maruz kalan öğretmenimiz G.İ hanımefendiye tekrar geçmiş olsun diyor, Türk-Eğitim Sen ve Türkiye kamu çalışanları vakfı olarak her zaman ve sonuna kadar yanında olduğumuzu beyan etmekten onur duyuyoruz. Bir olalım, iri olalım, diri olalım” ifadelerini kullandı.

Rasim Kayaş’ın ardından konuşan Ayvalık Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi Fikret Bilir ise; sendika olarak milletin çocuklarını eğitmekten başka amacı olmayan öğretmenlerimize yönelik saldırıları bir kez daha kamuoyuna taşımak için toplandıklarını hatırlattı. Eğitim Bir-Sen olarak öğretmenin sendikasını gözetmeden ona sahip çıkarak ve öğretmene şiddetin son bulması için çalışmak tüm sendikaların ve basın ile halkın görevi olduğuna işaret eden Fikret Bilir, “Öğretmene saldıranlar bilmelidirler ki; onlar sadece öğretmene zarar vermekle kalmıyor; aynı zamanda geleceğini de yok ediyorlar. Bir eğitimciye saldırmak demek aynı zamanda ülkenin ve kendimizin aydınlık geleceğine saldırmak demektir. Öğretmene uygulanan şiddetin temelinde öğretmene olan saygı ve sevginin azalmasının payı elbette çok büyüktür. Bu konuda yetkililere, velilere ve eğitim kurumlarına çok iş düşüyor. Ancak herkes şunu bilmelidir ki; öğretmen asla sahipsiz değildir” diye konuştu.

Şiddetin her türlüsüne ve kimden gelirse gelsin karşı olduklarını vurgulayan Fikret Bilir, “Maalesef bugün öğretmenlerimiz saldırılara karşı savunmasızdır. Eğitim öğretim kurumlarında alınması gereken güvenlik önlemleri yeterince alınamıyor, sorumluluk öğretmenlere bırakılıyor. Bugün okullarımızda halen özek güvenlik tedbirlerinin alınamaması velilerimizin ihmalkar davranması Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda şidete yönelk gerekli tedbirleri almaması öğretmenlere saldırıyı her geçen gün arttırmaktadır. Yetkilileri öğretmenlere sahip çıkmaya çağırıyoruz. Okuldaki emniyet de yeterli düzeye çıkarılmalıdır. Sorun sadece emniyet tedbirleri yönünden ele alınmamalı ancak; Ayvalık’ta hafta geçmeden öğretmene şiddet uygulanıyorsa, burada bir emniyet sorunu da vardır. Güvenliğin olmadığı yerde sağlıklı bir eğitim yapılamaz. Ayrıca basınımızın da artık eğitimcilerin yanında yer almasını bekliyoruz. Bakanlık nerede duracağı belli olmayan şiddet olaylarının bir an önce son bulması için gerekeni yapmalıdır. Saldırıya uğrayan öğretmenimize ve tüm eğitimcilere geçmiş olsun diyor öğretmene sahip çıkan herkese yürekten teşekkür ediyoruz “ifadelerini kullandı.

25.10.2013