Ayvalık’ta grevin ikinci gününde saat 12.00’de ilçe merkezindeki Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk anıtının önünde Eğitim-Sen, BES, SES sendikalarının ilçe temsilcilerine Emek Partisi, BDP gibi siyasi partilerin yanı sıra vatandaşların da destek verdiği gözlendi. Halayların çekildiği grev eyleminde; Eğitim-Sen Ayvalık Baştemsilcisi Edibe Keleş tarafından okunan basın açıklamasında, ‘İş Güvencemize Sahip Çıkıyoruz’ denildi. Edibe Keleş seslendirdiği basın açıklamasında, İnsanca yaşam için; Güvenceli Gelecek İçin Hükümeti son kez uyardıklarının altını çizdi. Keleş, açıklamasında; “İşçilerin, emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının bugününü ve geleceğini yakından ilgilendiren pek çok yasal düzenleme yapan AKP hükümeti, kamu personel sisteminin yönetim yapısını kökten değiştirmek için bir kez daha düğmeye bastı. Gerek yeni Anayasa’da, gerekse 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda kamu emekçilerinin çalışma koşulları ve en temel güvenceleri hedefe konan, kamuda esnek ve performansa dayalı çalışma ve günün şartlarına uygun memur istihdamını temel alan bir yönetim anlayışı oluşturmak hedeflenmektedir. 15 Mayıs’ta TBMM’ye sevk edilen torba yasa ile ilk düzenlemeler hayata geçirilirken, gösterilecek tepkilere bağlı olarak, diğer yasal düzenlemeler yakın gelecekte gündeme getirilecektir. 657 değişiklikleri ile özel sektörden kamuya transfer edilecek tüccar zihniyetli CEO’lar eliyle kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması süreci tamamlanacaktır” dedi.

Yıllardır kamuda adım adım uygulanan esnek, kuralsız, güvencesiz ve angarya çalışma uygulamaları daha da yaygınlaşacağını savunan Eğitim-Sen Ayvalık Baş temsilcisi Edibe Keleş, “Oluşturulmak istenen yeni kamu personel rejiminde kamu emekçilerinin iş yaşamındaki geleceği, siyasi iktidarın atayacağı “parti memuru” yöneticilerin iki dudağı arasında olacaktır. Kamuda hızla artan sözleşmeli istihdam uygulamaları ile özellikle hastaneler, okullar ve diğer pek çok kamu kurumunda güvencesiz çalışmak kural haline getirilecek ve bu durum yaşanan sorunlarımızı daha da ağırlaştıracaktır. Kamuya yönelik kapsamlı saldırıların son ayağı olan kamu personel rejiminin adım adım değiştirilmesi, sadece kamu emekçilerini değil, kamu hizmetinden yararlanan milyonlarca yurttaşı da doğrudan ilgilendirmektedir. İş güvencemiz başta olmak üzere, mevcut haklarımızı ve kazanımlarımızı birer birer elimizden almak isteyenlere karşı bütün işkollarında ve işyerlerinde ortak ve birleşik mücadeleyi yükseltmek zorundayız” ifadelerini kullandı. Edibe Keleş açıklamasında, “AKP’nin saldırıları dur durak bilmiyor. Neoliberal politikaların ve milliyetçi muhafazakâr ideolojinin yaşamın her alanına nüfuz etmesi için başlatılan yeni saldırı dalgasına karşı toplumun tüm kesimlerinde biriken öfke ve tepki en son Taksim Gezi Parkı direnişiyle açığa çıkmıştır. Güvenlik güçleri adeta kendi halkına savaş açmış durumdadır. Türk Tabipleri Birliğinin yaptığı açıklamaya göre Gezi Parkı'nın yıkımına karşı direnişle başlayan ve daha sonra tüm şehirlere yayılan eylemlerde uygulanan polis terörü sonucu 2 kişi hayatını kaybetmiş, 43 kişi ağır yaralanmış ve toplamda 4177 kişinin yaralı olarak hastanelere başvurmuştur. Sayısı sürekli artan gözaltılar yaşanmaktadır. Halkın, emekçilerin, ezilenlerin geleceklerine, doğaya sahip çıkmaları ve sermeyenin acımasızlığına karşı bu haklı tepkisine karşı hükümetin insanlık dışı saldırısını kınıyor, protesto ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

CEZAEVLERİNDEKİ ARKADAŞLARINI SELAMLADILAR
Açıklamada, “Zulmün ve zorbalığın efendileri, ‘iktidarımıza itaat edecek kullar istiyoruz’ diye ferman buyuruyor. ‘Köleliğe Uyum Programını’ hayata geçirmek için hazırlanan makbul vatandaş rehberinde herkese yeni fasıllar açıyorlar. Konfederasyonumuza yönelik özellikle 2012 yılında yoğunlaşan operasyonların sonuncusu yaklaşık dört ay önce 19 Şubat 2013 tarihinde yapıldı Ardı ardına yaşadığımız operasyonlara baktığımızda hiçbirisinin tesadüfî olmadığı, amacının açık olduğu rahatlıkla görülmektedir. Ne zaman kamu emekçilerinin hakları gasp edilecekse KESK’e yönelik itibarsızlaştırma ve kriminalize etme operasyonları için düğmeye basılmaktadır. Sömürü ve yağmaya karşı emeğin hakkını, savaşa karşı barışı, emperyalizme karşı bağımsızlığı, ırkçılığa ve şovenizme karşı hakların kardeşliğini kararlılıkla savunan KESK’in, bu değerlerin düşmanlarınca hedef tahtasına konması doğaldır. Buradan iş güvencemize sahip çıkan, tam bağımsız ve özgür bir vatan istedikleri için AKP zulmüne maruz kalan cezaevindeki mücadele arkadaşlarımızı olanca coşku ve kararlılığımızla selamlıyoruz” denildi.
Yapılan açıklamada, “Dün başlayan ve bugün de devam eden grevimizin gerekçelerinin ne kadar haklı olduğu bu gelişmelerden de bir kez daha anlaşılmıştır. Emekçiler sadece çalışma hayatına yönelik saldırılara karşı değil, doğa ve bir bütün yaşam alanlarına yönelik her tür otoriter, faşist uygulamaya karşı da mücadelesini yükseltecektir. Kamusal alanları piyasalaştırmaya, sermayeye peşkeş çekmeye dayanan kentsel yıkım ve rant projelerine geçit vermeyecektir. Dün olduğu gibi bu gün de emek ve demokrasi güçleriyle birlikte faşist saldırı ve baskılara karşı birlikte mücadeleyi esas alacaktır. Kamu emekçileri iş güvencesi başta olmak üzere, kazanılmış haklarına nasıl sahip çıkıyorsa, halkımızla birlikte yaşam alanlarımıza da aynı kararlılıkla sahip çıkmayı sürdürecektir. Siyasi iktidarı kamu emekçilerinin ve halkın geniş kesimlerinin taleplerine kulak vermeye çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Açıklama sırasında sık sık hükümet aleyhine sloganların atıldığı dikkatlerden kaçmazken, Ayvalıklı KESK’liler; iş güvencelerine ve geleceklerine sahip çıkmak için grevde olduklarının da altını çizdi.

06.06.2013