Önceki gün Ayvalık Devlet Hastanesi bahçesinde saat 12.30’da Balıkesir SES Şube Temsilcili öncülüğünde yapılan basın açıklamasına; Tarım Okran-Sen Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Ekber Gün, Balıkesir Eğitim-Sen Şube Başkanı Suat Kılıç, Balıkesir Büro Emekçileri Şube Başkanı İsmail Yıldız’ın yanı sıra Ayvalık CHP Kadın Kolları Yöneticileri, Emek Partisi, TKP ve ÖDP İlçe Başkanlıkları ile ilçede faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda vatandaşın da destek verdikleri gözlendi.

SES Balıkesir Şube Başkanı Erdinç Karapınar’ın okuduğu basın açıklamasının sık sık, ‘Direne direne kazanacağız’, ‘Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek’, ‘Susma sustukça sıra sana gelecek’ gibi sloganlarla kesildiği görüldü. Yapılan açıklamada, en temel sendikal haklarını kullanan, her platformda demokratik tepkilerini gösteren sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yönelik sürgün ve cezalandırma uygulamaları hız kesmediği belirtilerek, “Son olarak Ayvalık’ta bulunan üye ve yöneticilerimize verilen sürgün ve cezalar, Sağlık Bakanlığı’nın en temel demokratik haklara karşı ne kadar tahammülsüz olduğunu göstermiştir. Dokunanın yandığı, gazetecilerin gazetecilik, avukatların avukatlık, sendikacıların sendikacılık yaptıkları için tutuklandıkları, Türk Hava Yollarında çalışan 305 işçinin grev yasağına karşı sendikal haklarını kullandıkları için işten atıldıkları, sendikalaşmanın, örgütlenmenin adeta bir suç haline getirildiği, hakkını alanlarda aramak isteyenlerin biber gazı kullanılarak katledildiği bu ‘İleri Demokrasi’ düzeninde yaşadıklarımız bizleri şaşırtmıyor olsa ve olağan gelse de; kendi çıkardıkları yasaları bile tanımayan, altına imza attıkları anlaşmaları inkar edenlerin zaman zaman bizlere yasaları hatırlatan kişiler ve onların kamuda çalışan temsilcileri olmaları düşündürücüdür. KESK ve sağlık örgütlerinin çağrısıyla gerçekleştirilen 21 Aralık grevi gerekçe gösterilerek Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan soruşturma sonucunda, Ayvalık Devlet Hastanesinde görev yapan ve aynı zamanda sendikamız SES Balıkesir Şubesi örgütlenme sekreteri olan Birsen Seyhan’a 19 Aralık 2011 tarihinde SES sendikasına ait el ilanlarını hastalara dağıttığı, 21 Aralık 2011 tarihinde hastane bahçesinde eyleme iştirak ederek ‘kurumun huzur ve düzenini’ bozduğu gerekçesiyle önce kınama cezası verilmiştir. Daha sonra hastanede greve çağrı amacıyla ‘stand kurup slogan atarak, kamu hizmetini engelleme’ gerekçesiyle disiplin soruşturması başlatılmış ve Ayvalık dışına bir ilçede çalışmasına karar verilerek, İvrindi ilçesine sürgün cezasına çarptırılmıştır. Birsen Seyhan dışında dört SES üyesi, 19 ve 21 Aralık tarihindeki sendikal çalışmaları nedeniyle 1/20 oranında ‘aylıktan kesme cezası’ verilmiştir. En temel sendikal faaliyetlerin doğrudan cezalandırma gerekçesi yapılması ve bunun sadece Balıkesir Ayvalık’ta gerçekleşiyor olması, Ayvalık’ta kimin hukukunun işlediği sorusunu akla getirmektedir. Birsen Seyhan’ın yıllarca yaşadığı ve çalıştığı yer olan Ayvalık’tan 90 km daha uzakta olan bir ilçeye resmen sürgün edilmesi, kararın intikam alma amaçlı olduğunu göstermektedir. Üye ve yöneticilerimizin, sendikamızın ve konfederasyonumuz KESK’in aldığı karara uyarak tamamen sendikal faaliyetleri nedeniyle sürgün ve cezalandırmalarla karşı karşıya kalması, hangi demokrasi anlayışına, hangi adalete, hangi hukuka sığmaktadır merak ediyoruz” denildi.

“BİZ ÇOCUKLARIMIZA ONURLU BİR GELECEK BIRAKACAĞIZ”
Yapılan açıklamada, “SES üye ve yöneticilerine karşı yıllardır sürdürülen baskılar, hukuki dayanaktan yoksun, tamamen SES’in örgütlü mücadelesini parçalamak ve etkisizleştirmek amaçlı olarak yapılan bu tür saldırılar bizler için ne ilktir, ne de son olacaktır. Sendika üyelerinin en demokratik haklarının bile soruşturma ve sürgün nedeni sayıldığı bir ülkede demokrasiden ve örgütlenme özgürlüğünden bahsedilmesi mümkün değildir. Kendisine muhalif her sesi, her düşünceyi bastırmak isteyen, sendikamıza ve üyelerimize yönelik idari ve siyasi baskı politikalarını yoğunlaştıran AKP’nin politikalarına karşı çıkan farklı sesleri kısmayı hedefleyen antidemokratik tutumu kabul edilemez. Üye ve yöneticilerimize yönelik saldırılar karşısında SES olarak daha örgütlü ve daha güçlü bir sendikal mücadele ile karşı koyacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Hiç kimse bizlerin mücadele azmimizi ve kararlılığımızı bu tür sürgün ve baskı politikaları ile sınamaya kalkmamalıdır. Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü, bu kararı ile açıkça suç işlemiştir. Bu, er geç ortaya çıkacaktır. Yönetici ve üyelerimize yönelik baskı, sürgün ve cezalandırma uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, sürgün edilen şube yöneticimiz Birsen Seyhan’ın sürgün kararı geri alınmalıdır. SES üyelerine verilen aylıktan kesme, uyarı ve kınama cezaları bütün sonuçları ile birlikte kaldırılmalıdır. 22 yılı aşan sendikal haklar mücadelemizde birçok hükümetler gördük, o dönemlerde de birçok baskıyla karşılaştık, bedeller ödedik. Çoğu siyaset sahnesinden silinirken bizler hala varız, var olmaya devam edeceğiz, mücadelemiz sürüyor. Çünkü biz; çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız” ifadeleri yer aldı.

Yapılan basın açıklamasının imza kampanyası başlatan grup, daha sonra sessiz ve olaysız dağıldı.

21.06.2012