Milletvekili Havutça, bor madeninin Türkiye ve Balıkesir için son derece önemli, dünya konjoktörünü etkileyen stratejik bir maden olduğunu belirterek, Türkiye gündemine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından 05 Mart 2012 tarihindeki Bakanlar Kuruluna sunulan kanun taslağı ile bir kez daha geldiğini söyledi. Havutça, kanun taslağı ile bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilmesinin önü açılmak istendiğini belirterek, “2840 sayılı kanununun 2. Maddesine bir fıkra eklenerek yapılacak değişiklik ile bu yetki özel sektöre devir edilmek isteniyor. Yapılması öngörülen tek maddelik kanun değişikliği ile mülkiyeti devlette kalmak üzere arama, üretim ve pazarlamanın özel sektöre devri istenmektedir. CHP olarak, biz, Türkiye’nin böyle stratejik öneme sahip borun özelleştirilmesine gidecek bu kanun taslağının derhal geri çekilmesini istiyoruz. Borların devlet eliyle, kamu çalışanlarıyla, devletin asıl kadrolarıyla iş güvencesiyle çalışanlarla çalıştırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
CHP Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova da, yasaların açık bir şekilde milli servet olan bor madenlerini korumak için kısıtlamalar getirdiğini vurguladı. Akova şunları söyledi: “Milli servetimizin korunması ve bor zenginliğimizin sürdürülebilir kalkınma modeli çerçevesinde değerlendirilip, bor ürünlerine dönüştürülerek ülke refahına katkıda bulunmasının sağlanması açısından bor tuzlarını arama, işletme ve pazarlama faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin devlet eliyle yapılması zorunluluktur. Dünya bor tuzu rezervlerinin yüzde 72’si Türkiye’dedir, bunun üçte biri ise Bigadiç ilçemizdedir. Çok önemli stratejik ürün olan bor madeni üzerinde yapılacak her türlü tasarruf ülkemizi olduğu gibi ilimizi de etkilemektedir. Bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilmesi amacıyla 2840 sayılı Kanunda değişiklik yapılmasına tamamen karşıyız. Bor madenin özel sektör eliyle işletilmesinin ülkemizin çıkarlarına uzun dönemde zarar vereceği kesindir. Stratejik sektörlerde ülkemizin tekel konumuna ve çıkarlarına zarar verecek düzenlemeler yapılmak istenmesine kesinlikle karşıyız. Ulusal bor kaynağımızdan daha fazla katma değer yaratabilmek amacıyla devlet güdümünde özel bor kimyasalları sanayinin kurulması ve bora dayalı sanayinin geliştirilmesi için çalışılmalıdır. Bor ticari ürün yelpazesinin genişletilmesine yönelik AR-GE çalışmaları artırılmalıdır. Üretim sonucu oluşacak atıkların çevre etkilerinin bertaraf edilmesinin sürekliliği sağlanmalı ve atıkların yeniden ekonomiye kazandırılması çalışmaları yapılmalıdır.”
CHP Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş ise, borun özelleştirilmesi ve işlenmesinin dünyanın cazip bulduğu konular arasına girdiğini belirterek, bu şartlarda bor ve diğer bazı madenlerin mülkiyetini, üretip işletilmesini düzenleyen kanunda değişikler yapılmak istendiği ifade etti. Gümüş, "Gündemimizdeki kanun tasarısı 2840 sayılı kanunun delinmesi anlamına gelmektedir. Biz CHP milletvekilleri yasada değişiklik taleplerinin borun tümüyle özelleştirmesinin yolunu açmasından endişe etmekteyiz. Hükümeti tüm Eti Maden işçi ve sözleşmeli memurların çalışma güvencesini tehdit eden kararları alma yoluna gitmemesi konusunda uyarıyoruz. Yasada değişiklik girişimleri tüm Eti Maden camiasında çalışan işçileri ve ailelerini huzursuz etmektedir. Yapılmak istenenlerin açıklamalarını büyük bir endişe içinde beklemektedirler. İş güvenceleri konusunda huzursuz olan işçi dünyasının, işçi organizasyonlarının ve siyasi partilerin gözleri almak istediğimiz kararların üzerindedir. Burada ifade etmeliyim ki eğer alacağınız kararlar önümüzdeki dönemde veya sonrasında devletin sahip olduğu bor madenlerinin özelleştirilmesi veya bu madenlerin satışının özel sektöre satışı konusunda bir gelişmeye bir başlangıç olacaksa biz bölge milletvekillerinin, Ankara’da değil, Balıkesir’in, Eskişehir’in ve Kütahya’nın ilçe ve köylerinde bulacaksınız. O zaman biz, AKP’nin ülkenin mallarını ve geleceğini yağmalatma girişimlerinde sıranın bor madenlerine ve bor rezervlerimize geldiğini anlatıyor olacağız” dedi.
Petrol-İş Sendikası Bandırma Şube Başkanı İsmail Kayhan da yaptığı konuşmada, kanun tasarısı ile taşeronlaşmanın önünün açılmak istendiğini ifade ederek, buna sendika olarak karşı olduklarını söyledi. Yapılan yatırımlara itirazları olmadıklarını belirten Kayan, "Hükümetimize buradan sesleniyorum. Bu alınan kararın tekrar gözden geçirilmesini gerektiğini düşünüyoruz. 2002 yılında dünya bor piyasasına yüzde 24 hakim iken şuan itibariyle yüzde 42 hakimiz. Demek ki devlet işçisiyle bu iş oluyor. Özelleştirmeden bu işler olabiliyor. 2 bin 500 arkadaşım ve ailelerinin temsilcisi olarak buradan hükümete sesleniyorum, bu kararı tekrar gözden geçirsinler. Biz ekmeğimizin peşindeyiz. Türkiye kamuoyuna sesleniyorum. Bor, Türkiye’nin geleceğidir, ekmektir. İyi işlendiği zaman yüzyılın madenidir” diye konuştu.
22.03.2012