Balıkesir'de yaptığı çalışmalarla adından sıkça söz ettiren ve eylemleriyle gündeme gelen Hüseyin Yurdakul, 14 Mart Pazartesi günü saat 13.00'te AK Parti Balıkesir İl Başkanlığı'na resmi olarak milletvekili aday adaylığı başvurusunu yapacak.
Asıl mesleği orman mühendisliği olan ve 1994-1999 yılları arasında Edremit Orman Bölge Şefliği yapan Hüseyin Yurdakul, 2000-2003 yılları arasında Kalkım Orman Müdür Yardımcılığı ve Orman Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
Edremit Körfezi'nde orman şefi olarak çalıştığı dönemde Türkiye Kamu-Sen'e bağlı Türk Tarım Orman Sendikası'nın Balıkesir Şube Başkanlığı görevini de yürüten Yurdakul, Edremit'te faaliyet gösteren 17 sivil toplum teşkilatı teşekkülünden oluşan Körfez Gönüllü Kültür Teşekkülleri'nin de dönem sözcülüğünü yaptı.
2004-2011 yılları arasında Kamu-Sen İl Başkanlığı görevinde bulunan Hüseyin Yurdakul, istikrar isteyen bütün ülkücüleri AK Parti'ye destek vermeye davet etti. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü'nde 1985-1989 yılları arasında okuduğunu aktaran Yurdakul, ülkücü hareketle Gökçeada Atatürk Öğretmen Lisesi'nde tanıştığını belirtti.
Türkeş, İstanbul'a geldiği zaman koruma görevini Edebiyat ve Orman Fakülteleri'ndeki öğrencilerin üstlendiğini anlatan Yurdakul, "Üniversite 2. sınıfta okurken rahmetli Türkeş İstanbul'a geldiğinde Yakacık'taki evinde kalırdı. O dönemde kendisini koruma görevi yaptım. Okul yıllarında rahmetli Seyit Ahmet Arvasi'nin dizinin dibinde bulundum, ondan ders alma şerefine eriştim. Rahmetli Türkeş'in kimsenin pek bilmediği, 1980 öncesi eğitimcilerin yerine 1980 sonrası İstanbul'da seçilen 11 kişilik bir eğitimci grubu vardı. Bu grubun içinde ben de vardım. Alparslan Türkeş, İstanbul'a geldiği zaman bize 1,5 saat ders verirdi" dedi.
"BENİ AK PARTİ'YE GETİREN SEBEP, MHP'DE BİZİM BİLDİĞİMİZ ÜLKÜCÜLÜĞÜN DIŞINDA ÇOK FARKLI BİR ANLAYIŞIN ORTAYA ÇIKMASIDIR"
Ülkücü camianın 1990'lı yıllara kadar İslam ülküsünü savunduğunu ifade eden Hüseyin Yurdakul, bugünkü zihniyetinse kendilerini cemaatlerle karşı karşıya getirdiğini vurguladı. "Beni AK Parti'ye getiren sebep, MHP'de bizim bildiğimiz ülkücülüğün dışında çok farklı bir anlayışın ortaya çıkmasıdır.
Ulusalcı çizgiye kayan, İslami referanslarla da sık sık çelişen bu anlayış, Türkiye'de kendilerini İslam'a hizmete adayan kesimlerle bizi karşı karşıya getirdi. Bu safhaya nasıl geldiğimizi anlayamıyorum, hatta referandum sürecinde CHP ile aynı çizgide görüntü verildi. Rahmetli Türkeş'ten öğrendiğimiz ve peşine düştüğümüz ülkücülük, 'Kanımız aksa da zafer İslam'ın', 'Ya Allah Bismillah Allahüekber', 'Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman' sloganlarıydı" diye konuştu.
Anayasa değişikliği referandumu sürecinde yaşananlara da değinen Yurdakul, bunun bir geçiş dönemi olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de yüzde 20'lik kesimin, yüzde 80'lik kesimin gelmesi gereken yerleri hep işgal ettiğini söyleyen Yurdakul, referandumla anormal bir süreçten normal bir sürece girildiğini kaydetti. 28 Şubat sürecinde yaşananları unutmadığını ve kendisinin de bu dönemin bir mağduru olduğunu aktaran Yurdakul, şunları söyledi:
"28 Şubat sürecinde birçok insan gibi başörtüsü mağdurlarından biriyim. Başörtülü olan eşim, Balıkesir'in Edremit ilçesinde orman mühendisi olarak görev yapıyordu. O dönemde emekli bir albay, dağ başında görevli eşimi iki kez kontrole gelip başörtüsü takıp takmadığına baktı, rapor tuttu. Yıllarca Büyük Ortadoğu Projesi'ni (BOP) eleştirdim. Bizi böleceğini defalarca açıkladım ancak aradan geçen sekiz yılın ardından baktım ki aslında bu proje, Büyük Osmanlı olarak değişmiş. Hükümetin ekonomi, dış politika ve diğer her alanda yaptığı reformlar son derece başarılı."
Balıkesir'de ülkücü kesimin yüzde 25'lik oy kitlesi olduğunu ifade eden Yurdakul, AK Parti'den adaylık fikrini ise MHP'de yaşanan değişime bağladı. Yurdakul, "Ergenekon süreci, iktidarın sessiz devrimidir. Türkiye'nin sivilleşme sürecine girmesidir. İlk defa sivil otoritenin her alana girebildiğini gördüm. Sivil bir vatandaş gibi makamı ne olursa olsun insanların yargı önüne çıkarılabileceğini gördüm. Ülkücülük, hiçbir partinin arka bahçesine sığmayacak kadar büyük. Ayrıca kimse kendisini ülkücülüğün noteri olarak görmesin" dedi.
14.03.2011