Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu belirten Gürsoy, Bandırma ve Marmara bölgesinde birçok aktif fay hatları bulunduğunu belirterek, "Bunlardan en önemlileri Kuzey Anadolu fay hattının güney kolu olan ve Mudanya’dan karaya girerek Edincik’e devam eden fay ve güneyimizde yer alan Gönen-Yenice faylarıdır. Meydana gelen depremler yaklaşan Marmara depreminin fazla uzak olmadığını bize gösteriyor. 99 yılında yaşadığımız büyük depremin üzerinden 15 sene geçmesine rağmen, Bandırma depreme hazırlık noktasında bir adım bile ilerleme kaydedememiş durumda. Vatandaşlarımız deprem konusunda bilinçsiz. Depremde balkondan atlayarak meydana gelen yaralanmalara sık rastlıyoruz. Bizim 911 Arama ve Kurtarma Derneği olarak yaptığımız tatbikatlara vatandaşların ilgisi fazla olmuyor. Bandırma’nın duyarsız tavrı bu noktada da karşımıza çıkıyor. Bir an önce kaymakamlık, yerel yönetim, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar el ele vererek depreme hazırlık yapmalıyız” dedi.

Bandırma’daki bina düzeninin büyük bir risk taşıdığını ifade eden Mustafa Gürsoy, “Dar sokaklarda yer alan yüksek binaların arasından kaçmak çok zor. Bu vatandaşlar için bir handikap teşkil ediyor. 2002 yılından önce yapılan binalar depreme dayanıklılık testinden geçirilmelidir. Çürük binalar tespit edilmeli ve gerekli tedbir alınmalıdır. Son yıllarda mecburi hale getirilen dış cephe çalışmaları binadaki çürümelerin üstünü örtüyor. Acilen her mahalleye içinde depremde kullanılacak tüm araç ve gereçlerin olduğu prefabrik konteynırlar konulmalıdır. Vatandaşların depremde toplanacakları alanlar oluşturulmalı ve herkesi bu alanlara yönlendirecek tabelalar asılmalıdır. 99 yılında Bandırmalılar depremden kaçmak için dolgu alanlarına gitti. Her mahallede acil yardım ekipleri oluşturulmalıdır. Bu kişiler yetkilendirilerek müdahaleye hemen başlamalıdırlar. Çünkü ilk 72 saat kurtarma çalışmalarında en hayati dönemi teşkil eder" diye konuştu.

29.05.2014