Balıkesir Barosu'nun 90. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen konferansa katılan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, yargının bağımsızlığı ve hukuk devleti üzerine görüşlerini dile getirdi. AK Parti iktidarının yargı bağımsızlığının üzerine etki eden uygulamaları olduğunu savunan Kanadoğlu şunları kaydetti:

"Türkiye geniş bir olanaklar ülkesidir. Anayasaya göre laik, demokratik bir hukuk devletiyiz. Aynı zamanda bizler Atatürk milliyetçiliğine ve insan haklarına saygılı olmak durumundayız. Gerçekte bu unuttuklarımızı yeniden cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun hareket etmesi gereken bir cumhuriyet olduğumuzu unutmamamız gerekir. Kuvvetler ayrılığı dediğimiz zaman öyle bir yere geldik ki. Şimdi bir kişi partisine egemendir, sultasını götürür, yasamayı da o seçer, sırasını da tayin eder, yürütme zaten kendisinde ve büyük bir çaba içerisindedir ki yargı da onun gücü altına girecektir. Bu herhalde demokratik bir ülkede rastlanacak model değildir. Cumhurbaşkanını da kendisi seçmektedir. 'Arkadaşım da öyle olsun' deniliyorsa bir ülkede, zaten o ülkede demokratik bir ülkeden bahsetmenin bir anlamı yoktur. Bu Tekel işçilerinin durumu sosyal devlet yapısından çıktığımızın bir göstergesidir.

Biz o halde bırakın hukuk devletini, sosyal hakları dahi bir sadaka durumuna getiren anlayışla karşı karşıyayız. Reform gereklidir, yapılmalıdır. Ancak hiçbir zaman unutulmasın, laik, demokratik cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul ve ilan edilmiş bir iktidarın ne reform yapmaya ne de Anayasa değişikliği yapmaya hakkı yoktur. Olmamalıdır. Bunun Türkiye'ye yeni kayıplar getireceği de hesap edilmelidir. Süheyl Batum'un 'Hukuk devletine sahip çıkınız' sözlerini sonuna kadar tutacak çok yurttaşımız vardır. İşinize geldiği zaman bağımsız yargı diyeceksiniz işinize gelmediği zaman siyasi karar diyeceksiniz. Böyle bir anlayışla hukuk devleti ilkesini bağdaştırmak bile mümkün değildir."

"Bir hukuk, adalet reformu yapılacaksa, Anayasa değişikliklerini çağdaş bir demokrasi için gerekli değişiklikler olarak yapacak bir iktidar ise her şeyden önce ciddi olmalıdır. Samimi ve iyi niyetli olmalıdır" diyen Kanadoğlu, "Ama eğer bir iktidarda bu duygular, bu nitelikler yok ise yapılmak istenen her değişiklik bu toplumu huzursuzluğa itecektir. Ve biz de nasibini üzerimize pay olarak hissedeceğiz. Milli irade hiç kuşkusuz, seçmenin kendisini 4 veya 5 yıl idare edecek yönetimdir. Bu milli iradedir.

Milli irade cumhuriyetin kuruluşundaki iradedir. O değişmez. Ama iktidarlar 4-5 yıl sonra değişir. Bu cumhuriyet 3 temel esas üzerinde kuruldu, laik devlet, hukuk devleti ve üçüncüsü de ulus devletidir. Çağdaş demokrasinin de vazgeçilmez unsurlarıdır. Her şeyden önce ulus devlet niteliğini kaybetmiş, ikinci kimliklerin üst kimlik haline çıktığı, dinin, mezhebin, hacıların, hocaların söz sahibi olduğu ve onun dışında o kimliğin öne çıkarılarak oy kullanıldığı bir ülkede zaten demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Eğer din, mezhep belirli bir şekilde oy kullanmaya yol açıyorlar ise o gruplar ülkeye hakim olacak bir şekilde faaliyet gösteriyor ise etnik kimlikler oyların o şekilde kullanılmasına bir etki yapıyor ise orada zaten bir çağdaş demokrasiden bahsetme olanağı yoktur. Şimdi yapılmak istenen Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yeniden oluşması için bir Anayasa değişikliğini sağlamaya çalışan iktidar. Bu işte de muvaffak olunursa ne olur? Yapılacak her hangi bir aykırı harekette, yapılabilecek her Anayasa değişikliğinin, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez hukuk devleti ilkesine aykırılıktan ne Anayasa değişikliği yaparsanız yapınız Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmekten kurtulamaz. Şimdi siz hukuk devleti ilkesine aykırı bu taslakta görüldüğü gibi bir Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu oluştursanız dahi bu hukuk devleti ilkesine aykırılıktan yapılan Anayasa değişikliği iptal edilmelidir ve edilebilir" diye konuştu.

"GÜÇLERİ BİRLEŞTİRİN"
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, HSYK seçimleriyle ilgili Adalet Bakanlığı'nın müdahil olma girişimlerine tepki gösterdi. AK Parti iktidarının ülkeyi sivil diktacılığa götürdüğünü ileri süren Kanadoğlu herkesin güçlerini birleştirmesi gerektiğini söyledi. Eminağaoğlu'na destek veren Kanadoğlu, "Adalet Bakanı kalacak, müsteşarı kalacak, meclis çoğunluğu 3 tane üye seçecek, 3'ünü Cumhurbaşkanı seçecek, birinci sınıfa ayrılmış veya o sınıfta olan kişiler seçecek, Türkiye bunu yaşadı.

Çoğunluk ve katılımcılık yoksa zaten orada bir demokrasiden bahsedemezsiniz. Siyasi partilerimizin içinde bulunduğu durumlar ortadadır. Çoğulculuk düşüncesi kesinlikle çağdaş demokraside olması gereken bir durumda değildir. Korku imparatorluğunun egemen olduğu bir ülkede zaten demokrasiden bahsedilemez. Türkiye'de şeffaflık bir kenara bu yolsuzlukların ortadan kaldırılması için bir tedbir ihtiyacı var. Türkiye yolsuzluklar liginde 60. sırada olmaktan bir türlü kurtulamadı. Yolsuzlukların önüne
geçirilebilmesi için öncelikle dokunulmazlıkların sınırlandırılması lazım ama o konuda da bir şey yapılmıyor. Laik devlet zaten yaralıysa, demokratik bir ülke olmaktan hızla uzaklaşıyorsak, sosyal devlet olma niteliğini kaybettiysek, artık duyarlılık kalmadıysa, çalışanlara, işçilere, emekçilere, peki biz nereye gidiyoruz diye sormanın zamanıdır. Her şeyden önce biz bu iktidarla beraber sıkı, disipliner bir otoriter rejime doğru gidiyoruz. Bu da sivil dikta adıyla açıklanabilecek bir olaydır. Bu nasıl önlenecektir? Bu sizlerle, aydınlarla, yurttaşlarla önlenebilir. Öyle bir yere gidiyoruz ki, falan parti, sağcı veya solcu bunun da önemi yok. Sosyal devlet olmak istiyorsanız bu güçleri birleştirin. O zaman Atatürk'ün bize emanet ettiklerini sonuna kadar ayakta tutma gücümüz de olur. Umutsuzluğa hiç gerek yok. Çünkü seçimle gelirler ve inşallah seçimle giderler. Halkın gücü her türlü gücün üstündedir ama birleşmek kaydıyla. Umutsuzluğa kapılmayalım ama şunu da unutmayalım; demokrasimize sahip çıkalım. Siz büyük bir güç olma olanağına sahipsiniz. Türkiye'nin hızla ferahlığa çıkacağı inancındayım" dedi.

Balıkesir Barosu'nun 90. kuruluş yıldönümü kapsamında düzenlenen konferansı Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Gökçınar, değişik illerden baro başkanları ile hakim ve savcılar, avukatlar ve çok sayıda davetli izledi. Konferansın konuşmacıları Sabih Kanadoğlu, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Prof. Dr. Süheyl Batum saatlerce süren konferansın sonunda katılımcıların sorularını da cevapladı. Balıkesir Barosu'nun kuruluş yılı kutlamaları aynı akşam Asya Pamukçu Termal Otel'de verilen gala yemeğiyle sona erdi.

Öte yandan Ege-Marmara Bölge Baro Başkanları Toplantısı'nın da yarın Balıkesir'de yapılacağı bildirildi.

25.01.2010