Deprem kuşağında yer alan ve birçok bölgesi 7 şiddetinin üzerinde deprem üretme riski bulunan Türkiye’de, 17 milyon 661 bin 690 konuttan 10 milyon 921 bin 302’si depreme karşı sigortasız. Her üç konuttan, ikisinin deprem sigortası yaptırmadığını belirten sigortacı Hilal Demirözer “Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) verilerine göre, Türkiye’de 17 milyon 661 bin 690 konut bulunuyor. Mevcut konutların 6 milyon 740 bin 388’i için zorunlu deprem sigortası yaptırılırken, 10 milyon 921 bin 302’sinin sigortası yok. Rakamlara göre, her 3 konutun 2’sinin depreme karşı sigortalanmadığı ortaya çıkıyor” dedi.
Öte yandan kontrolün yapılması gerektiğine dikkat çeken Demirözer "Adı üzerinde zorunlu deprem sigortası. Ama bir kontrol mekanizması yok. Tedaş yeni abone veya abone değişikliği yaparken DASK istiyor. Fakat metre kareye bakmıyor. Onlar için DASK olması yeterli oluyor. Bizde vatandaşın beyanı önemlidir. 100 metre kareyi, 30 metre kare gösteriyor. Bir şey olduğunda da eksik ödeme alarak mağduriyet yaşayacak. Kontrolün yapılması gerekir. DASK yapılırken tapular baz olarak alınmalı. Tüm kurum ve kuruluşlar bunu yapmalılar” diyerek vatandaşları uyardı.
Zorunlu Deprem Sigortası Teminat Kapsamını konusunda bilgi de veren Hilal Demirözer "DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçede belirtilmiş limitler dahilinde nakit olarak karşılar. Binanın tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa da teminat altındadır. Bina bölümleri, bir arada ya da ayrı ayrı teminat kapsamındadır: Temeller, Ana duvarlar, Bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, Bahçe duvarları, İstinat duvarları, Tavan ve tabanlar Merdivenler, Asansörler, Sahanlıklar, Koridorlar, Çatılar, Bacalar, Yapının yukarıdakilerle benzer nitelikteki tamamlayıcı bölümlerini kapsarken, Enkaz kaldırma masrafları, Kar kaybı, İş durması, Kira mahrumiyeti, Alternatif ikametgah ve işyeri masrafları, Mali sorumluluklar ve benzeri başkaca ileri sürülebilecek diğer bütün dolaylı zararlar, Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri, Tüm bedeni zararlar ve vefat, Manevi tazminat talepleri, Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar, Depremden bağımsız olarak, binanın kendi kusurlu yapısı nedeniyle zamanla oluşmuş zararları kapsamamaktadır” şeklinde konuştu.
Zorunlu Deprem Sigortası’nın devlet tarafından sunulan bir güvencesi olduğunu belirten Demirözer "Bu sigorta, konutları depreme ve depremin doğrudan neden olduğu yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi afetlere karşı güvence altına alır. Evlerinin ve ailelerinin geleceğini güvence altına almak isteyen konut sahipleri, en yakın sigorta acentesine veya banka şubesine giderek sigortalarını yaptırabilir. Konut ve kimlik bilgilerini beyan eden herkes poliçe sahibi olabilir. Yıllık olarak düzenlenen poliçelerin prim tutarları konutun yapı tarzına, brüt yüz ölçümüne ve bulunduğu bölgenin deprem riski derecesine göre hesaplanır. DASK prim tutarını, tüm vatandaşların karşılayabileceği seviyede tutmaya özen gösterir. İnşaat ruhsatı tarihi 2007 yılı ve sonrası olan binalar için yüzde 10 oranında indirim uygulanır. Poliçesini yer yıl yenileyen poliçe sahipleri de yenileme indiriminden faydalanır. Bu iki indirimden aynı anda faydalanmak mümkündür” dedi.
Hilal Demirözer, deprem sonrasında yeni bir hayatın Alo DASK ile başladığını, hasar tespitinin hemen yapılarak zararın en kısa sürede karşılandığını ifade ederek, bunun sonucunda hayatın çabuk düzene girdiğini de sözlerine ekledi.
25.12.2014