Ayvalık’ta TÜİK’in bünyesindeki anket ekiplerinin ilçede bazı vatandaşların evlerine zorla girmek isteyerek ve eğer soracakları sorulara yanıt verilmezse, 800 lira para cezasının kesileceğine ilişkin iddiaların ardından bir basın açıklaması yapan ADD Ayvalık Şube Başkanı Ahmet Üzgeç, açıklama sırasında Ali Çetinkaya Mahallesi sakinlerinden yaşlı bir kadının evine zorla girmeye çalışan bir kadının iki kızını da beraberinde bulundurarak, anketörlerin bu zorbalıkların kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Önceki gün Ayvalık ADD Başkanı Ahmet Üzgeç tarafından yapılan basın açıklamasında, “Toplum içinde çeşitli insan ve grupların huzur içinde yan yana yaşayabilmesi için, herhangi bir dine ve inanca sahip kişilerin bunun gereklerini yerine getirme özgürlüğüne sahip olmaları gerekir, ancak bizimle aynı inancı paylaşmayanların günlük yaşamlarını diledikleri gibi sürdürme hakkına sahip olduğunu da kabul etmemiz şarttır. Anayasamızın birinci maddesinde Cumhuriyet'in aynı zamanda laik olduğu belirtiliyor. ‘Laiklik’ kavramı 1937'den beri anayasal bir ilke olarak Türk hukuk sisteminde mevcuttur. Laiklik; ne kendine özgü kutsal bir şeydir, ne vicdansızlıktır, ne de bir kutuplaşma konusudur. Laiklik, siyasal iktidarla din arasındaki ilişkilerin belli kurallara göre biçimlenme şeklidir. Laik bir devlette iki temel unsur gerçekleşmiştir: 1- Devletin temel yapısı herhangi bir dinin inanç sistemi ve görüşlerine göre biçimlenmez. 2- Dinsel görüşler arasında ayrım yapılmaz ve kişisel inanç sistemleri devletin güvencesi altındadır” ifadeleri yer aldı.
“DİN ADINA ŞANTAJ YAPILAMAZ”
Kanunun dinsel inançlarımıza ve ibadet özgürlüğümüze karşı bir takım fiillerde bulunulursa, devlet buna müdahale eder diyor. Bir takım şehir eşkiyaları kapınıza dayanıyor, gece yarısı kapınız yumruklanıyor, sizi tehdit ediyor, şantaj yapıyorsa bunu da din adına devletin gücünü kullanan iktidar kendi memuruna değil bir anket şirketine ihale etmişse cevap vermezseniz fena olur; diyecek kadar ileri gitmiş kendini bilmezler türemişlerdir. Vatandaşların dini tercihlerini, ibadetlerini yapıp yapmadıklarını, ne kadar dindar olup olmadıklarını, cemaatlerin devletten yardım alıp almasını nasıl karşılarsınız, namaz kılmazsa pişmanlık duyup duymadığı, komşusu namaz kılmıyor ise rahatsız olur musunuz sorgulayan manevi duygularını açıklamaya zorlayan, hele bu sorular devletin bir kurumu tarafından hazırlanmışsa ve kısaca fişlemeye başlanılmışsa, bu ülkeyi de orta doğuya benzetip din ve mezhep çatışması içine sokulacağı endişemiz artmaktadır.
Sorulara kimse cevap vermek zorunda değildir. Hiçbir yaptırımı bulunmamaktadır. Bu uygulamalar her kim tarafından yapılırsa yapılsın şiddetle kınıyoruz ve suç duyurusunda bulunuyoruz” denildi.
04.06.2013