Gürhan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, merhum BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun samimi bir arkadaşı olduğunu ifade ederek, "Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmelerde, kendisi Yazıcıoğlu'nun elim ve şüpheli bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü her defasında yinelemektedir" dedi.
Cumhurbaşkanının konuyu kamuoyuyla paylaşmasının, olayın aydınlatılması yönünde önemli bir katkı olduğunu vurgulayan Gürhan, kaza sonrasında helikopterin enkazını bulanlarla Cumhurbaşkanı Gül'ün helikopterin beynini söktüğünü iddia ettikleri kişilerin sivil kişiler olmadığının ve hepsinin askeri personel olduğunun tespit edildiğini kaydetti.
BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan, helikoptere ilk ulaşan kişilerin kimliklerinin de tespit edildiğini belirterek, "Helikopter paneli üzerinden sökülen cihazın varlığı başından beri biliniyordu. İlk oluşturduğumuz kaza kırım heyetinin raporlarına da bunu yansıtmış, kamuoyu ile paylaşmıştık. Bunun yanında gerekli mercilere araştırılması için müracaatımızı yapmıştık. Fakat bugüne kadar bu konuda, yani cihazı panelden kim ya da kimlerin söktüğüne dair somut bilgi alamamıştık. 5 Ağustos 2011 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığımız toplantıda, Sayın Cumhurbaşkanımız bu konu ile alakalı Devlet Denetleme Kurumu'na görüntülü delil geldiğini, DDK'nın süreci takip etmeye devam ettiğini belirtti. Elde edilen yeni bilgi, belge ve deliller, özel yetkili savcı ile paylaşılıyor. Helikopterin düştüğü yere ilk ulaşan 60-70 kişilik ekibin sivil değil, resmi personel olduğu ortaya çıkmış ve bunların isim listesi özel yetkili savcılık tarafından tespit edilmiştir. Özel yetkili savcının önümüzdeki süreçte önemli gelişmeler kaydedecek çaba içinde olduğunu biliyoruz. O gün orada bulunan ekipteki resmi personelin kim olduğu tek tek biliniyor. O bölge polisin görev bölgesi değildir. Polis oraya gitmeyeceğine göre, helikopterin başına ilk kim ve kimlerin gittiği bellidir. Cihazı helikopterden sökenler de bellidir. Tüm bunlar bir rastlantı değildir. Kazanın ardından helikopter enkazına ulaşan kalabalık bir ekip, şehitlerimizin naaşlarını enkaz çevresinden çıkarırken birileri de kırıma uğramış kabin içerisinde panelden ilgili cihazı sökmekle meşgullerdi. O ekibin içinde bulunan belli odakların bilinçli bir şekilde gayrihukuki işlerle iştigal ettiği açıktır" ifadelerini kullandı.
Olayın takipçisi olduklarını belirten BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan, "Merhum Genel Başkanımız, şehidimiz Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını yitirdiği helikopter kazası ile ilgili ortada bir ihmal, kusur ya da kasıt var ise bu ortaya çıkmalıdır. Soruşturma genişletilmeli, sorumlu olan herkes yargı önüne çıkarılmalıdır. Orada o gün kimlerin olduğu artık tespit edilmiş durumdadır. Helikopterden cihazları kimin söktüğü isimleriyle biliniyor. Bunlar ve bunlarla bağlantılı emir komuta zinciri içinde kim varsa, kimlerle ilişki kurdularsa açığa çıkmalıdır" dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve konuyla ilgili parti yöneticilerinden oluşan bir heyetin Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı ile 3 saatlik görüşme yaptıklarını ve bu görüşmeden oldukça memnun ayrıldıklarını anlatan Ahmet Gürhan, "Önümüzdeki günlerde daha net gelişmelerin olacağını tahmin ediyoruz. Hem başsavcı vekili ve hem de dosyaya bakan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Şeref Gürkan ile gerçekten çok önemli görüşmeler yapılmıştır" şeklinde konuştu.
BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan, davada gelişen sürecin artık somut delillere dayandığını vurgulayarak, "Üzerinde yoğunlaştığımız ilk konular bunlardır. Bunların dışında kaza sonrasında sürekli koordinatlarını verdiğimiz ancak bu koordinatların dışındaki alanların ısrarla aranması konusu var. Bu konunun da failleri bellidir. Üçüncüsü ise; bazı resmi kurumların kaza sonrasında medya kuruluşlarına yaptığı açıklamada, 'Yazıcıoğlu kazadan kurtuldu ve geliyor' şeklinde bir bilgi kirliliğinin oluşturulmasıdır. Dördüncüsü; otopsi ile ilgili birtakım problemler vardı. Bunlar da dile getirildi" dedi.
"RADAR KAYITLARI BİLİRKİŞİ TARAFINDAN İNCELENECEK"
Helikopter kazasıyla ilgili radar kayıtlarının savcı tarafından belirlenecek bilirkişi heyeti tarafından inceleneceğini kaydeden Gürhan, "Söz konusu davanın beşinci aşaması da helikopter kazasındaki radar kayıtları. Ne hikmetse helikopter İstanbul'dan Esenboğa'ya geliyor, radar kaydı var. Oradan Sivas'a gidiyor, radar kaydı yine var. Oradan Çağlayancerit'e gidiyor, Kahramanmaraş'a yakıt almaya gidiyor, yine radar kayıtları var. Ama ne hikmetse kaza sonrasında radar kayıtları ortada yok. Orada bir hava hareketliliği var. Bundan önce ilgili kurumlara yaptığımız başvurularda, bizlere orada herhangi bir hava hareketliliğinin olmadığı söylenmişti ancak daha sonra Genelkurmay ile Hava Kuvvetleri bu konuda çelişkili açıklamalarda bulundular. Şimdi dava süreci içerisinde konuyla ilgili somutlaşmış kanıtların olduğunu artık biliyoruz" diye konuştu.
Somutlaşmış kanıtların daha hızlı, daha cesur şekilde sürmesi adına başından beri hukuk kuralları çerçevesi içinde kalma ısrarı içinde olduklarını vurgulayan BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan, "Merhum Genel Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını yitirdiği şaibeli helikopter kazası sonrasında her türlü provokasyon ve her türlü fitneye rağmen burada gerçekten kendimizi de helikopter şehitlerinin yerine koyarak, her türlü zorluğa rağmen ailelerle birlikte hareket ederek bizler buna direndik. Hukuk içinde kaldık. Bundan sonra da hukuk içinde kalacağız. Hukuk içinde bu konunun aydınlatılması için hep birlikte bir yumruk halinde şehitlerimizin geride kalanları ile topyekun, BBP camiasının tüm fertleri ve A Ahmet Gürhan, "Merhum Genel Balperenleri ile bu milletin demokrasisine inanan, milli iradeden yana olan, hukukun üstünlüğüne olan bütün fertleri ile birlikte topyekun mücadelemizi sürdüreceğiz. Hukuk içinde bu konunun aydınlatılmasına çalışacağız" şeklinde konuştu.
Gürhan, "Burada söylemek istediğim önemli bir nokta daha var. Biz bütün bu süreci yaşarken hiçbir kurumu, başta da Genelkurmay Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere yıpratmak, hedef haline getirmek niyetinde asla olmadık. Genelkurmay ve Türk Silahlı Kuvvetleri hepimizin göz bebeğidir. Ama bu güzide kurumumuzun içerisinde yanlış yapanlar veya hatası ihmali olanlar varsa Genelkurmay'dan da, Türk Silahlı Kuvvetlerinden de beklentimiz; bir an önce kendi içlerinde bir soruşturma açarak bunları bir an önce tespit edip kamuoyunu bilgilendirilmelerine yöneliktir. Çünkü ortada bu kadar itham var, bunca iddia var. Söz konusu iddialar ve ithamlarla ilgili bizim Genelkurmay ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden beklentimiz; bunlara cevap vermeleri ve kamuoyunun bu noktada aydınlatılmasıdır" dedi.
Her kurumun içerisinde art niyetli veya hukuk dışı işler yapan insanların olabileceğini kaydeden Gürhan, "Biz bu çürük odakların ayıklanmasından söz ediyoruz. Dolayısıyla Genelkurmay'dan beklentimiz kamuoyunu aydınlatmasıdır. Başından beri bunu istiyor ve bunu bekliyoruz. Bütün kurumlarımız için bu geçerli. Ulaştırma Bakanlığı için de, İçişleri Bakanlığı için de, jandarma için de bu geçerli. Bu olayda ne kadar kurumlar varsa, burada bizim direk kurum veya şahıslarla işimiz yoktur. Biz bu işte ihmali, hatası, kusuru veya kastı olanları belirlemeye çalışıyoruz. Kurumların başında bulunanlar da bir korumacılık içerisine asla girmesin. Kurumları içerisinde hata yapan, kusur yapanların soruşturulmasına izin versinler. Halen daha bazılarının soruşturulmasına izin verilmedi. Oysa bize göre bu soruşturulmalara izin verilsin ki, onlar da töhmet altında kalmaktan kurtulsun. Çünkü onlarla ilgili de bir sürü iddia ve itham var. Şeffaf bir şekilde kamuoyunu aydınlatsınlar, kamuoyuna cevap versinler. Bizim beklentimiz budur" şeklinde konuştu.
Dava sürecinde 4'ü muvazzaf asker, 3'ü sivil havacılık çalışanı olmak üzere 7 kişinin tutuklandığını hatırlatan Gürhan, "Kaza Kırım Raporu'nu hazırlayan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) uzmanı 7 kişi 'silahlı örgüt üyeliği' ve 'delil karartma' iddiasıyla tutuklanmıştır. Tutuklananlar arasında helikopterin hafızası niteliğindeki cihazları sökerken görüntülenen 2 asker de bulunuyor. Helikopterin beynini söken 2 subay kendini, 'Emir almadık, meraktan söktük' şeklinde savunmuş. Amma da meraklılarmış.
Böyle bir merak olabilir mi?" diye sordu.
Soruşturmanın halen sürdüğünü hatırlatan Gürhan, bu konu hakkındaki tartışmaların hassasiyetle sürdürülmesi gerektiğini, zira soruşturmanın aydınlatılmasının partilileri ilgilendirdiği kadar devletine ve vatanına gönül vermiş milletin de bir meselesi haline geldiğini söyledi.
07.10.2011