Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'da meydana gelen depremin büyüklüğünün önemine dikkat çekerek, "Japonya'daki deprem, aynı bölgede daha önce yaşanan depremlere nazaran daha sığ denilebilecek bir derinlikte meydana geldi. Bu sebeple etkisi daha büyük oldu. Yaklaşık 600 atom bombası büyüklüğünde bir enerjinin açığa çıktığı bu depremde, doğal olarak yer kabuğunda bir etki oluştu. Bu etki kısa ya da daha uzun mesafelerde bir şekilde Türkiye'de de etkisini gösterecek.
Ülkemiz büyük bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle 17 Ağustos 1999 depreminden sonra Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerindeki enerjinin birikimi, tamamen batıya doğru göç etti. Bu enerji tamamıyla Marmara Denizi'nin içinde bulunuyor. Çok fazla bir zamanımız yok. Önümüzdeki 8-10 yıllık süreçte Marmara Denizi içinde, Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun kırılmayan parçaları üzerinde büyük bir deprem beklentimiz var" dedi.
"ÖZELLİKLE AKDENİZ KIYILARINDA TSUNAMİ ETKİLİ OLACAK"
Orhan Tatar, deprem sonrası Japonya'da yaşanan tsunaminin özellikle Akdeniz kıyılarındaki bir deprem sonrası oluşabileceğine de dikkat çekerek, "Marmara'da tarihsel süreç içinde meydana gelmiş pek çok deprem var. Depremleri incelediğimizde, İstanbul kıyılarında tsunaminin olduğuna dair birtakım veriler bulunuyor. Ancak burada şuna dikkatinizi çekmek isterim. Özellikle Akdeniz'de son aylarda yaşanan depremsel aktiviteler çok dikkat çekiyor.
Türkiye'nin güneybatı kıyılarına baktığımızda tsunami için çok açık bir bölge. Şu anda Japonya'da ne oluyorsa Türkiye'nin güneybatısında da jeolojik anlamda o oluyor. Dolayısıyla bugün depremsellik açısından bakıldığında Girit ve Rodos Adalarının açıklarında, Ege Denizi'nin içinde bir sismik aktivite var. Bu bölgede meydana gelebilecek 7 ya da üzerinde büyüklüğe sahip bir sarsıntıda, bizim güneybatı kıyılarımız hem depremsellik hem de tsunami açısından etkilenecek. Bu konu çok önemli" ifadelerini kaydetti.
12.03.2011